Şizofreni, genel nüfusun yaklaşık yüzde 1’inde beyni ve davranışları etkileyen ağır, kronik bir zihinsel sağlık bozukluğudur. Yapılan araştırmalar hastalıkta, DNA aracılığıyla aktarılmış kalıtsal bir özellik olduğunu göstermişlerdir. Tarih boyunca bu ciddi hastalık her yaş grubundaki insanları etkiledi. Şizofreni hastalığı olan kişiler genellikle sesler duyduklarını ifade ederler, orada gerçekten olmayan ve görünmeyen varlıklar görürler. Başkalarının zihinlerini okumaya, düşüncelerini kontrol etmeye, onlara veya sevdikleri birine zarar vermeye çalıştıklarına inanabilirler. Tedavi görmeyen şizofrenler hastalıklarından dolayı içlerine kapanabilir. Bazı vakalarda, şizofreni hastaları mantıklı konuşmazlar ve bazen hareket etmeden veya konuşmadan saatlerce oturabilirler (katatonik şizofreni). Diğer zamanlarda şizofreni hastaları, mantıksız düşüncelerini ifade etmeden mükemmel bir şekilde “normal” görünebilirler ve dışarıdan bakıldığında hiçbir şizofreni belirtisi göstermezler.
Şizofrenili Ünlüler
Şizofreni, her kesimden insanlar dahil olmak üzere dünya çapında milyonlarca kişiyi etkiler. Bu hastalık zenginleri, yoksulları, erkekleri, kadınları ve hatta ünlüleri bile etkiliyor. Bu liste şizofreni hastalığıyla yaşamı boyunca savaşan ünlü kişileri özetlemektedir. Bu kişilerin bazılarının akıl hastalığına karşı savaştığı biliniyor, bazıları daha şaşırtıcı olabilir. İlaçlar ve tedaviler hastalığın etkilerini hafifletebilir ve bir kişinin daha “normal” görünmesine izin verebilir.
Vincent van Gogh
En ünlü şizofreni insanlar arasında dünyaca ünlü sanatçı Vincent Van Gogh vardır. Vincent Willem van Gogh, Post-Empresyonist bir Hollandalı ressamdı ve 20. yüzyıl sanatında geniş bir etkiye sahipti. Portreleri, peyzajlarını ve selvi, buğday tarlaları ve ayçiçeklerini canlıymış gibi resmetmede ustaydı. En iyi bilinen eserlerini hayatının son iki yılında tamamladı. Kısa bir süre içinde 860 yağlı boya tablo ve 1.300’den fazla suluboya, çizim, eskiz ve baskılar da dahil olmak üzere 2.100’den fazla sanat eserini üretti. Yetenekli sanatçı, şizofreninin henüz bir bozukluk olarak tanımlanmadığı bir dönemde yaşıyordu, ancak günümüzde birçok tıp uzmanı, ünlü sanatçının ve ressamın bu hastalığa yakalanmış olduğuna inanıyor. İstikrarsız ruh hallerinden ve 150 doktorun, ölümünden sonraki teşhisleri hipotezleştirmesine yol açan çok tuhaf bir karaktere sahipti. Van Gogh, hayatının son iki yılında yinelenen psikotik atak geçirdi ve 37 yaşındayken kendisini bir revolver ile göğsüne vurarak intihar etti.
John Nash
Nobel ödüllü Nash, diferansiyel geometri, oyun teorisi ve kısmi diferansiyel denklemler alanında çalışan, dünyanın en iyi matematikçilerinden biridir. Hayatı, 8 dalda Oscar’a aday gösterilen Akıl Oyunları (A Beautiful Mind) isimli filmde işlenmiştir. Teorileri ekonomi, bilgisayar, evrimsel biyoloji, yapay zeka, muhasebe, bilgisayar bilimleri, zeka oyunları, siyaset ve askeri teori gibi konularda kullanılmaktadır. Princeton Üniversitesi’nde hayatının son döneminde Kıdemli Araştırma Matematikçisi olarak görev yapan matematikçiye, 1994 yılında Nobel Ekonomi Ödülünü almıştır.2015 yılında doğrusal olmayan kısmi diferansiyel denklemler üzerine yaptığı çalışmalarla Abel Ödülü’ne layık görüldü. 1945-1996 yılları arasında toplam 23 bilimsel araştırma yayınladı. Nash’in akıl hastalığı önce karanlık şeklinde ortaya çıkmaya başladı, karısı daha sonra davranışlarını düzensiz olarak nitelendirdi. Nash, kırmızı kravat giyen tüm erkeklerin ona karşı komünist bir komplo kurduğunu düşünmeye başladı. Nisan 1959’da McLean Hastanesine kabul edildi ve aynı yılın mayıs ayına kadar kaldı. Orada, paranoid şizofreni tanısı aldı.
Eduard Einstein
Eduard Einstein, İsviçre’nin Zürih kentinde, fizikçi Albert Einstein’ın ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Albert Einstein ve ailesi 1914’de Berlin’e taşındılar ve kısa süre ayrıldılar. Babası 1919’da yeniden evlendi ve 1930’larda Alman Nazi rejimi tehdidi altında Amerika’ya göç etti. Eduard son derece zeki ve eğitim hayatı boyunca başarılı bir öğrenciydi. Gençliğinde Eduard psikoanalist olmak istiyordu, ancak 20 yaşına kadar şizofreni belirtileri göstermeye başlamıştır. 55 yaşındayken bir sığınma evinde öldü ve ailesi, soylarının şizofreni konusunda halkın bilinçlenmesini sağlamak için incelemeye alındı.
Jim Gordon
Yaklaşık 20 yıldır, Gordon, rock dünyasında, John Lennon, Frank Zappa ve Jackson Browne ile birlikte çalışan az sayıdaki davulcudan biriydi. Eric Clapton’ın “Layla” adlı yapımından için bir Grammy ödülü kazandı. Ancak 1983’te şizofreni belirtileri yaşadığı sıralarda annesini öldürdü. Gordon, barların ardında kalıyor ve bu sorunun tedavisi için ilaç alıyor.
Veronica Lake
1940’lı yıllarda milyonlarca insanın hayranlığını kazanan film yıldızı, “Sullivan’s Travels”, “This Gun for Hire” ve “Blue Dahlia”daki rolleriyle tanınıyordu. Ünlü yıldıza çocukken şizofreni tanısı konmuş. Ailesi oyunculuğun durumu kontrol etmeye yardım edeceğini düşündü. Ancak Hollywood’un zorlu doğası bu durumu kontrol etmekten ziyade daha da güçleştirmiştir.