Gezegenimiz, her gününde değişkenlik gösteren, şaşırtıcı olaylar ve doğal felaketlerle doludur. Ancak uzun süren spekülasyonlara rağmen, emin olabileceğiniz bir şey var: boyutu aynı kalıyor.
Peki ya gezegenimiz aniden büyüseydi ve iki kat kadar daha geniş olsaydı, Dünya üzerindeki yaşam ne olacaktı? Necibe.com biraz araştırma yaptı ve bu sorunun cevabı için ufak bir liste hazırladı.
Ağırlığımız artacaktı
Dünya’nın çapı iki katına çıksaydı, fakat yoğunluğu eski Dünya’ya benzer olsaydı, gezegenin kitlesi yükselirdi ve yer çekimi iki kat daha güçlü olurdu. Bu ise insanların kilosunu eskisinden iki kat daha fazla hale getirirdi. Neyse ki hala eritmemiz gereken kilolarımız okadar fazla olmayacak.
Daha kısa olurduk
Omurgalarımız, sürekli aşağıya çekilmek suretiyle daha sıkıştırılacak ve her çeşit canlının kısa kalmasına neden olacaktı. Kelimenin tam anlamıyla “Dünyanın en derinine” düşecektik. Çoğu astronot uzayda yaklaşık 2 inç büyür nedeni de budur: daha düşük yer çekimi omurgamız arasındaki genişleme sağlar. Boyları ise, Dünya’nın acımasız yer çekimine geri dönünce çabucak normale döner. Uzay elbiselerinin de bu yüzden boy değişikliğini dengelemek için genellikle ekstra alanı vardır.
Sporda eskisi kadar iyi olamazdık
Çok daha yavaş olmamız çok doğaldır. Yürümenin yanında, koşmak veya atlamak zor olacaktı. Daha hızlı yorulacaktık ve dinlenmek için daha fazla zamana ihtiyaç duyacaktık. Elbette zamanla artan kilolarımızı desteklemek için ve yeni koşullara uyum sağlamak için kemik ve kaslarımız güçlenecekti. Fakat birçok yeni rekorlar kırmamız pek olası olmayacaktı.
Hayvanlar çok farklı görünecekti
Evrim hızlanacak ve doğal seleksiyon gerçekleşecektir. Genel olarak, hayvanlar da daha kısa ve dayanıklı olacaktı. Küçük hayvanlar, hareket etmeleri için gereken enerji gereksinimleri önemsiz bir şekilde artacağından daha az etkilenecekti. Şelaleler çok daha şiddetli olacağından dolayı, bu nedenle orada yaşayan hayvanların daha sıkı bir kavrama yeteneğine sahip olmaları gerecekti.
Ağaçlar çökecekti
Bir ağacın ne kadar büyüyebileceği konusunda bir sınır vardır ve aslında yer çekimi tarafından düzenlenmiştir. Basitçe belirtmek gerekirse, bir ağaç, fotosentezden elde ettiği enerji miktarı, suyu üste taşımak için gereken enerjiden daha yüksek olduğu sürece büyümeye devam edecektir. Artan yer çekimi dengeyi bozabilir, çünkü suyu ağaç gövdesine taşımak için daha fazla enerji gerektirecektir. Uzun boylu ağaçlar muhtemelen çökecek ve yeni ağaçların boyu büyümeyecektir.
Volkanlar patlayacaktır
Dünya’nın içindeki kararsız elementlerin miktarı, daha büyük bir kütle ile karşılaşacağından, aşırı ısınmaya ve volkanik aktivitenin artmasına neden olacaktı. Dünyanın dört bir yanındaki ölü volkanlar binlerce yıl sonra uyanabilirdi. Tabi ki tüm bu volkanik hareketler, dünyanın şeklini ve yer yüzünü değiştirecekti. Patlamalar ve gazlar atmosferi de etkileyecekti bu da iklim değişikliğine sebep olabilirdi.
Bonus: Kepler-22b
Evrenin sadece ufak bir bölümü araştırılabildi. Bu nedenle NASA, Kepler misyonunu, gezegen sistemlerinin çeşitliliğini keşfetmeye adamıştır. Son zamanlarda, yıldızlar arasında yaşanabilir bölgede bulunan ilk ekstra güneş gezegeni Kepler-22b’yi keşfettiler. Çapının Dünya’dan 2.4 kat daha büyük olduğu tahmin ediliyor. Basitçe söylemek gerekirse, orada bir hayat bulmayı umuyorlar çünkü yapısı gezegenimizin yapısına benziyor. Daha fazlasını öğrenebilmemiz için bazı güçlü ekipmanların yapılması gerekiyor, çünkü bu gizemli yeni dünya 600 ışık yılı uzaklıkta.